25 Ağustos 2013 Pazar

Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında
O evde bir de kedi vardı.
Geceler indiğinde kendi havasında
Mum yanar, kedi de oynardı.

Mumun yandığı gecelerden birinde
Kedi oyunlarına daldı.
Oyun arayan gözlerinde
Mumun alevi yandı,
Baktı,
Mumun titrek alevinde
Oyuna çağıran bir hava vardı.

Oyunlarını büyüten kedi büyüdü
Kendi türünde çocukcasına,
Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
Geldi mumun yanına, oyuncakcasına.
Bir baktı, bir daha, bir daha baktı
Mumun alevinin dalgalanmasına
Uzandı bir el attı.
Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..
İlk kez gördüğü mumun yakmasına
İnanmayacaktı.

Kedi, oyunlarında büyüyordu,
Mum, üşüyordu yanmalarında.
Zaman ikili yürüyordu
Aralarında.
Bir ayrışım görünüyordu
Birinin yanmalarında
Öbürünün oynamalarında.

Kedi oyunlarında büyüyordu,
Yitirerek gitgide oyunlarını.
Mum küçülüyordu yanmalarında,
Yitirerek gitgide yakmalarını.

Oynarken büyüyen kedi yanacak,
Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.
Küçülen yaka-yaka aydınlatacak,
Büyüyen yana yana anlayacaktı.


Bir mum yanmasından
Ve bir kedi oyunundan
Kaldı sonunda
Bir gecenin tam ortasında
Bir evin bir odasında
Göz-göze susan
İki insan.


Mum yandı bitti,
Kedi büyüdü gitti.
Oyunlar karıştı gecelerde
Suskun uykusuzluklara.

O iki insandan, sonunda
Birinin anılarında kedi,
Birinin dalmalarında mum
Kaldı gitti.

Nerede bir mum yansa şimdi,
Nerede oynasa bir kedi,
Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri..
Bugün dün gibi oluyor,
Dün bugün gibi.
Mum ellerimi tırmalıyor,
Belleğimi yakıyor kedinin elleri.


Özdemir Asaf



5 Ağustos 2013 Pazartesi


Sevgili Turgut Uyar'ın dün doğum günüydü. Ve kendisini şiirleriyle anmak geldi içimden.Ne güzel de dillendirmiştir üstat hisleri..

"...
Sakinim bütün gece boyuncabasımı değişmeyen düşüme koyunca."

...."

Ve yine en sevilen Geyikli Gece, hayatları özetler en yalın halleriyle..



"Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta 
Herşey naylondandı o kadar 
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı 
Ama geyikli geceyi bulmadan önce 
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. 

Geyikli geceyi hep bilmelisiniz 
Yeşil ve yabani uzak ormanlarda 
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan 
Hepimizi vakitten kurtaracak 

Bir yandan toprağı sürdük 
Bir yandan kaybolduk 
Gladyatörlerden ve dişlilerden 
Ve büyük şehirlerden 
Gizleyerek yahut dövüşerek 
Geyikli geceyi kurtardık 

Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı 
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk 
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza 
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları 
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk 
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz 
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden 

'Geyikli gecenin arkası ağaç 
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü 
Çatal boynuzlarında soğuk ay ışığı' 
İster istemez aşkları hatırlatır 
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş 
Şimdi de var biliyorum 
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz 
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli... 

Hiçbir şey umurumda değil diyorum 
Aşktan ve umuttan başka 
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı 
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor. 

Biliyorum gemiler götüremez 
Neonlar teoriler ışıtamaz yanını yöresini 
Örneğin manastırda oturur içerdik iki kişi 
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek 
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı 
Koltuk altlarımız gitgide tatlı gelirdi 
Geyikli gecenin karanlığında.. 

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa 
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak 
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri 
Salt yadsımak için sevmiyorduk 
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz 
Ne iyiydik ne kötüydük 
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa 
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı... 

Ama ne varsa geyikli gecede idi 
Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan 
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda 
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında 
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk 
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte 
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız 
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk 
Yahut bir adam bıçaklasak 
Yahut sokaklara tükürsek 
Ama en iyisi çeker giderdik 
Gider geyikli gecede uyurduk 

'Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede 
İmdat ateşleri gibi ürkek telaşlı 
Sultan hançerleri gibi ay ışığında 
Bir yanında üstüste üstüste kayalar 
Öbür yanında ben 
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım 
Domino taşları ve soğuk ikindiler 
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık 
Gölgemiz tortop ayak ucumuzda 
Sevinsek de sonunu biliyoruz 
Borçları kefilleri bonoları unutuyorum 
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada 
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum 
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum 
İyice kurulamıyorum saçlarını 
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum 
'Halbuki geyikli gece ormanda 
Keskin mavi ve hışırtılı 
Geyikli geceye geçiyorum' 

Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum."



5 Nisan 2013 Cuma

Nostalgia...

Don Draper: "Nostalgia - it's delicate, but potent. Teddy told me that in Greek, "nostalgia" literally means "the pain from an old wound." It's a twinge in your heart far more powerful than memory alone. This device isn't a spaceship, it's a time machine. It goes backwards, and forwards... it takes us to a place where we ache to go again. It's not called the wheel, it's called the carousel. It let's us travel the way a child travels - around and around, and back home again, to a place where we know are loved. "
(Mad Men Season 1 Quotes)

http://grooveshark.com/s/Passing+Afternoon/27OpNH?src=5

30 Ocak 2013 Çarşamba

YAŞAYINCA ANLADIM [CAN YÜCEL]
------------------------
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
”Sana ihtiyacım var, gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ”git” dediğimde anladım..
Biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...


http://grooveshark.com/#!/s/Baska+T+rl+Bir+Sey/2yi5Q5?src=5